O onu sadece onu kızdırmak için yapıyor.
- She is doing that only to annoy him.
Facebook her zaman promotörleri kızdırmak için bir yol bulur.
- Facebook always finds a way to annoy promoters.
Gerçekten can sıkıcısın.
- You are really annoying.
Bu gerçekten can sıkıcı.
- It's really very annoying.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
- The child annoyed her with questions.
Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.
- His way of speaking annoys me.