to hurl; to throw; to cast

listen to the pronunciation of to hurl; to throw; to cast
İngilizce - Türkçe

to hurl; to throw; to cast teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

thrill
heyecan

Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı. - My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.

Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik. - We had a thrilling time at the theme park.

thrill
{f} heyecanlanmak
thrill
{i} büyük heyecan

Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor. - They do it just for the thrill of it.

thrill
{f} etkilemek
thrill
çok heyecanlandırmak
thrill
büyük heyecan duymak
thrill
(Tıp) trombositopeni
thrill
heyecan verici şey
thrill
korku

Onun hikayesi beni korkudan titretti. - His story thrilled me with horror.

Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum. - I don't like rural horror thrillers.

thrill
{f} heyecanlan

Tom heyecanlanmış görünmüyor. - Tom doesn't look thrilled.

Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı. - My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.

thrill
heyecanlandırmak
thrill
{f} titremek
thrill
{i} titreme
İngilizce - İngilizce
thrill
to hurl; to throw; to cast