to honor the credit by putting the beneficiary in funds

listen to the pronunciation of to honor the credit by putting the beneficiary in funds
İngilizce - Türkçe

to honor the credit by putting the beneficiary in funds teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pay
{i} ücret

Piller için ekstra ücret ödemeniz gerekir. - You need to pay extra for the batteries.

Saatlik ücretin ne kadar? - How much is your hourly pay?

pay
{i} ödenek
pay
{f} (paid)
pay
{f} öde

Kredi kartıyla ödeyebilir miyim? - Can I pay with a credit card?

Hey! Scott! Faturamı öde! - Hey! Scott! Pay my bill!

pay
karşılığını vermek
pay
maaş

İlk maaşın ile ne yapacaksın? - What are you going to do with your first pay?

Tom ona ödediğimiz maaşı hak ediyor. - Tom deserves the salary we pay him.

pay
vergin
pay
yarar sağlamak
pay
ödemek

Ben bir kredi kartı ile ödemek istiyorum. - I would like to pay with a credit card.

Babamın borcunu ödemekten berat edildim. - I was absolved from paying my father's debt.

pay
kâr getirmek
pay
(Askeri) ÖDEME: Bir borcun tasfiyesi
pay
{f} para vermek

Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum. - I don't want to pay through the nose for a hotel room.

pay
{i} bedel

Bedelini ödemek zorundasın. - You have to pay the price.

Birisi bedeli ödemek zorunda. - Someone has to pay the price.

pay
kar getirmek
pay
pay dirt işletme zahmetine değer mi
pay
{i} ödeme

O kadar fazla ödemeye param yetmez. - I cannot afford to pay so much.

Faturayı ödemediği için suyu kestiler. - They shut his water off because he didn't pay the bill.

pay
(fiil) ödemek, karşılığını vermek, para vermek, değmek, etmek
İngilizce - İngilizce
pay
to honor the credit by putting the beneficiary in funds

    Heceleme

    to hon·or the cred·it by put·ting the ben·e·fi·cia·ry in funds

    Türkçe nasıl söylenir

    tı änır dhi kredıt bay pûtîng dhi benıfîşieri în fʌndz

    Telaffuz

    /tə ˈänər ᴛʜē ˈkredət ˈbī ˈpo͝otəɴɢ ᴛʜē ˌbenəˈfəsʜēˌerē ən ˈfəndz/ /tə ˈɑːnɜr ðiː ˈkrɛdət ˈbaɪ ˈpʊtɪŋ ðiː ˌbɛnəˈfɪʃiːˌɛriː ɪn ˈfʌndz/