Tom kazayı önlemek için bir şey yapmış olamazdı.
- Tom couldn't have done anything to prevent the accident.
Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir.
- We must take measures to prevent traffic accidents.
Tom'un onu yapmasını engellemek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
- I'm going to try my best to prevent Tom from doing that.
Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar.
- Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream.
O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
- She tried to prevent the rumor from spreading.
Virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için ciddi tedbirler alınmalı.
- Drastic measures must be taken to prevent the further spread of the virus.
Hastalık okula gitmemi engelledi.
- Illness prevented me from going to school.
Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
- The traffic accident prevented me from catching the train.