Tom sana yardım etmek için görevlendirilecek.
- Tom will be assigned to assist you.
Onlar bize yardım etmek için geldiler.
- They came to our assistance.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Benim bahçe işlerinde bana yardım etmeni istiyorum.
- I would like you to assist me with my gardening.
Erkek kardeşine ev ödevinde yardım etti.
- She assisted her brother with his homework.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.
Bunu istemiyorsan onu başka birine vereceğim.
- If you don't want this, I'll give it to someone else.
Mali olarak ressama yardım ettiler.
- They assisted the painter financially.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Bana yardımcı olmak için yolunu değiştirdi.
- He went out of his way to assist me.
Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.
- He took the trouble to assist the poor man.