to harden; to toughen; to make hardy

listen to the pronunciation of to harden; to toughen; to make hardy
İngilizce - Türkçe

to harden; to toughen; to make hardy teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

endure
{f} dayanmak
endure
katlanmak

Hayatta birçok zorluklara katlanmak zorundasın. - You have to endure a lot of hardships in life.

Çaresi yoksa katlanmak gerekir. - What can't be cured must be endured.

endure
tahammül etmek
endure
{f} sürmek
endure
{f} sabretmek
endure
kaldırmak
endure
acıya katlanmak
endure
sebat etmek
endure
dayan

Tom gözlerini sık biçimde kapattı ve acıya dayandı. - Tom closed his eyes tightly and endured the pain.

O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi? - Can she endure a long trip?

endure
uzun süre etkisini ve gücünü korumak
endure
uzun süre dayanmak
endure
çekmek
endure
{f} dişini sıkmak
endure
kal/katlan
endure
{f} var olmak
endure
{f} devam etmek
endure
{f} durmak
İngilizce - İngilizce
endure
to harden; to toughen; to make hardy