to happen; to befall; to chance

listen to the pronunciation of to happen; to befall; to chance
İngilizce - Türkçe

to happen; to befall; to chance teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hap
şans

Evlilikte mutluluk tamamen şans işi. - Happiness in marriage is entirely a matter of chance.

Araba çocuğa çarptığında şans eseri karşılaştım. - I happened along when the car hit the boy.

hap
{f} olmak

Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı. - Tom couldn't shake the feeling that something profound was about to happen.

Tom uzun süre uzaklarda bulunduktan sonra evde olmaktan mutluydu. - Tom was happy to be home after being away for so long.

hap
tesadüf

Ben New York'ta iken, tesadüfen eski arkadaşımla karşılaştım. - When I was in New York, I happened to meet my old friend.

Tesadüfen arkadaşımın uzakta yürüdüğünü gördüm. - It happened that I saw my friend walking in the distance.

hap
rastlantı
hap
{f} rastgelmek
hap
{f} rastlamak
hap
{f} tesadüf etmek
hap
baht
hap
{f} meydana gelmek

O, meydana gelmek zorunda değildi. - That didn't have to happen.

İngilizce - İngilizce
hap
to happen; to befall; to chance