to handle while moving around a corner in a road or otherwise turning

listen to the pronunciation of to handle while moving around a corner in a road or otherwise turning
İngilizce - Türkçe

to handle while moving around a corner in a road or otherwise turning teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

corner
{i} köşe

Odanın bu köşesinde bir sera kurmak isterim. - In this corner of the room I'd like to put a house-plant.

Köşe başında bir meyhane var. - There's a pub just around the corner.

corner
korner vuruşu
corner
(Bilgisayar) köşede

Tom tam köşedeki pahalı bir restoranda suşi yedi. - Tom ate sushi at an expensive restaurant just around the corner.

Tom köşedeki küçük yerin yemek yemek için iyi bir yer olabileceğini düşündü. - Tom thought the little place on the corner might be a good place to eat.

corner
(Bilgisayar) köşeye

İki öğrenci köşeye vardıklarında ayrıldı. - The two students parted when they reached the corner.

Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı. - The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods.

corner
kıstırmak
corner
(ticarette) öne geçmek
corner
korner
corner
alım satımı/üretimi ele geçirmek
corner
bir köşeye kıstırmak
corner
{i} ücra yer
corner
(fiil) köşeye sıkıştırmak, kıstırmak; köşe oluşturmak; köşe dönmek; virajı almak; ele geçirmek
corner
{i} köşe atışı
corner
{i} futbol korner, korner vuruşu, köşe atışı
corner
{f} köşeye sıkıştırmak
corner
{i} köşe, köşe başı
corner
{i} bölge
corner
köşe,v.köşeye kıstır: n.köşe
corner
{i} açı

Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var. - There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.

Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm. - I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.

İngilizce - İngilizce
corner

That BMW corners well, but the suspension is too stiff.

to handle while moving around a corner in a road or otherwise turning

    Heceleme

    to han·dle while mo·ving a·round a Cor·ner in a road or oth·er·wise turn·ing

    Türkçe nasıl söylenir

    tı händıl hwayl muvîng ıraun ı kôrnır în ı rōd ır ʌdhırwayz tırnîng

    Telaffuz

    /tə ˈhandəl ˈhwīl ˈmo͞ovəɴɢ ərˈoun ə ˈkôrnər ən ə ˈrōd ər ˈəᴛʜərˌwīz ˈtərnəɴɢ/ /tə ˈhændəl ˈhwaɪl ˈmuːvɪŋ ɜrˈaʊn ə ˈkɔːrnɜr ɪn ə ˈroʊd ɜr ˈʌðɜrˌwaɪz ˈtɜrnɪŋ/