İngilizce - Türkçe
to grieve teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- üzülmek
- mahzun olmak
- keder vermek
- earn
- kazanmak
Onlar para kazanmak istiyorlardı.
-They wanted to earn money.
Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.
-Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny.
- grieve
- ıstırap vermek
- grieve
- üzülmek
- condole
- kedere ortak olmak
- earn
- kazandır/kazan
- grieve
- yas tutmak
- grieve
- kederlendirmek
- grieve
- büyük üzüntü vermek
- grieve
- matem tutmak
Matem tutmak için doğru ya da yanlış yol yoktur.
-There's no right or wrong way to grieve.
- grieve
- acı vermek
- grieve
- acı çektirmek
- grieve
- içlenmek
- grieve
- hüzünlenmek
- grieve
- hüzünlendirmek
- grieve
- acı çekmek
- grieve
- gam çekmek
- condole
- acısını paylaşmak
- condole
- teselli et
- condole
- condolence taziye
- condole
- avutmak
- condole
- teselli etmek
- grieve
- mutsuz etmek
- grieve
- kederlen
- grieve
- çok üzmek
- to grieve for
- için yaş
- condole
- with ile taziyede bulunmak
- condole
- {f} with başsağlığı dilemek, taziyede bulunmak
- condole
- {f} başsağlığı dilemek
- condole
- condolatory taziye ifade eden
- condole
- başsağlığı
Lütfen babanızın ölümüyle ilgili başsağlığımızı kabul edin.
-Please accept our condolences on the death of your father.
Sami, Leyla'yı aradı ve başsağlığı diledi.
-Sami called Layla and expressed his condolences.
- condole
- Ietter of condolence taziye mektubu
- condole
- condole geçmiş olsun dile
- grieve
- kederlenmek
- grieve
- keder vermek
- grieve
- {f} üzmek
- grieve
- {f} dert vermek
- grieve
- {f} büyük bir üzüntü içinde olmak; -e büyük üzüntü vermek, -e acı vermek
- grieve
- grievingly kederlenerek
- grieve
- acı ver/acı çek
- grieve
- müteessir etmek
- grieve
- müteessir olarak
- grieve
- esef etmek
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
to grieve teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- earn
- engrieve
- condole
- To cause sorrow or distress
- To submit or file a grievance
Even if the executive director rules against the employee on appeal, the employee can still grieve the termination to the superintendent followed by an appeal to the Board of Trustees.
- To experience grief
- To feel very sad about; to mourn; to sorrow for
- To harm
- {v} to mourn, lament, afflict, hurt, vex
- If you grieve over something, especially someone's death, you feel very sad about it. He's grieving over his dead wife and son I didn't have any time to grieve Margery's grieving family battled to come to terms with their loss
- feel grief; eat one's heart out
- If you are grieved by something, it makes you unhappy or upset. He was deeply grieved by the sufferings of the common people I was grieved to hear of the suicide of James It grieved me to see the poor man in such distress
- A governor of a town or province
- A manager of a farm, or overseer of any work; a reeve; a manorial bailiff
- To feel grief; to be in pain of mind on account of an evil; to sorrow; to mourn; often followed by at, for, or over
- To sorrow over; as, to grieve one's fate
- {f} cause sorrow; sorrow, mourn
- feel grief; eat one's heart out break the heart of; cause to feel sorrow
- break the heart of; cause to feel sorrow
- To occasion grief to; to wound the sensibilities of; to make sorrowful; to cause to suffer; to afflict; to hurt; to try
to grieve
Türkçe nasıl söylenir
tı grivTelaffuz
/tə ˈgrēv/ /tə ˈɡriːv/
Resimler
Videolar
... grieve drink ...
Favoriler