to grant, give, admit, accord, afford, or yield; to let one have

listen to the pronunciation of to grant, give, admit, accord, afford, or yield; to let one have
İngilizce - Türkçe

to grant, give, admit, accord, afford, or yield; to let one have teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

allow
{f} izin vermek

Tom Mary'nin geçmesine izin vermek için kenara çekildi. - Tom stepped aside to allow Mary to pass.

Çocuğun yaşı nedeniyle izin vermek zorundasın. - You have to allow for the boy's age.

allow
(Bilgisayar) en çok
allow
(Bilgisayar) kullanıcı sayısı
allow
mahal vermek
allow
cevaz vermek
allow
izin ver

Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez. - You are not allowed to violate the rules.

Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver. - Allow me to introduce Mayuko to you.

allow
{f} fikrinde olmak
allow
{f} bırakmak
allow
{f} koyvermek
allow
{f} ayırmak
allow
{f} indirim yapmak
allow
meşru
allow
{f} kabul etmek
allow
{f} izin vermek, müsaade etmek
allow
{f} itiraf etmek
allow
{f} göz önüne almak
allow
al
allow
{f} düşünmek
İngilizce - İngilizce
allow

He was allowed about three hundred pounds a year. — Thomas Babington Macaulay.

to grant, give, admit, accord, afford, or yield; to let one have