Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor.
- Tom doesn't want to miss his flight.
Uçağı kaçırmak istemiyorum.
- I don't want to miss the plane.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
- He shot at the bird, but missed it.
Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı.
- Tom's shot missed the target by two feet.
Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
- But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar.
- That was a terrible miss! cried the commentators.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.
Hepimiz seni özledik.
- We all have missed you.
Hepimiz seni özledik.
- We've all missed you.