Tom asla çocuklarını terketmez.
- Tom would never abandon his children.
Sizi hiç terketmeyeceğiz.
- We won't ever abandon you.
Plandan vazgeçmek zorunda kaldım.
- I was forced to abandon the plan.
Kız bir şarkıcı olma fikrinden vazgeçmek zorunda kaldı.
- The girl had to abandon the idea of becoming a singer.
Henüz pes etmek istemiyorum.
- I don't want to give up yet.
Hope was overthrown, yet could not be abandoned.