Erken kalkmak onun alışkanlığıydı.
- It was his habit to get up early.
Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.
- They lack an ideal, a reason to get up in the morning.
Genellikle saat altı otuz civarında kalkarım.
- I usually get up at about six-thirty.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
- I usually get up at eight o'clock.
Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
- How did this misunderstanding ever arise?
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.
Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler.
- They will get up a party for Tom's birthday.
Tom'un doğum günü için bir parti düzenleyelim.
- Let's get up a party for Tom's birthday.
I'm having difficulty getting up the stairs.
I could see that he was getting up a temper.
I didn't get up until midday.
As dusk fell a storm got up.
Get up off the couch and clean this mess!.
The general got up a large body of men.
... They drop and they get up and they just run around. ...
... They are not willing to get up and read the newspaper in the ...