Boston'dan kurtulmak zorundaydım.
- I had to get out of Boston.
Bu labirentten kurtulmak çok zor.
- This maze is very hard to get out of.
Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
- Her name often escapes me.
Tom yangın çıkışını işaret etti.
- Tom pointed to the fire escape.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Brown kendisi kaçmak istemedi.
- Brown himself did not want to escape.
Kapıya doğru yöneldi ve kaçmaya çalıştı.
- He made for the door and tried to escape.
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.