Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
80% of all English words come from other languages.
- Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
Her dad won't be coming, he is very busy.
- Babası gelmeyecek, o çok meşgul.
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
- Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
... in dehydrated gel that upon landing, you hydrate the gel. ...