to freshen

listen to the pronunciation of to freshen
İngilizce - Türkçe
{f} tazeleştirmek
{f} tazelemek

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım. - Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.

Makyajını tazelemek ister misin? - Would you like to freshen up?

sertleşmek
(rüzgar) sertleşmek
artmak
(inek) doğurmak
(rüzgâr) sertleşmek
tazeleştir
{f} serinlemek
{f} doğurmak (inek)
tazelenmek
tuzunu çıkarmak
{f} tazeleşmek
{f} sertleşmek (rüzgâr)
tazelik vermek
{f} zindeleşmek
{f} canlanmak
{f} canlandırmak
artmak sertleşmek
freshen sertleş
{f} ferahlamak

Ferahlamak için bana bir dakika ver. - Give me a minute to freshen up.

doğurmak bir halatın yerini değiştirmek veya başka türlü tazelemek
{f} (rüzgâr) kuvvetlenmek, artmak
to freshen

    Heceleme

    to fresh·en

    Türkçe nasıl söylenir

    tı freşın

    Telaffuz

    /tə ˈfresʜən/ /tə ˈfrɛʃən/