Personel toplantıda samimi bir görüş alışverişinde bulunmuştur.
- The staff exchanged frank opinions in the meeting.
Sen samimi olmalısın, onlar sana bir arkadaş gibi davranırlar.
- You should be frank, and they will treat you as a friend.
Dürüst olmak gerekirse, bu komplo teorisi bana çok saçma geliyor.
- To be frank, I think this 'conspiracy theory' is nonsense.
Gerçekten dürüst olmamı istiyor musun?
- Do you really want me to be frank?
Tom gerçekten açık sözlü olmamı istiyor mu?
- Does Tom really want me to be frank?
Tom o konuda çok açık sözlüydü.
- Tom was quite frank about it.
Buy a package of franks for the barbecue.
May I be frank with you?.
Four metres of this material cost nine francs; therefore, two metres cost four and a half francs.
- Bu malzemenin dört metresi dokuz franka mal oluyor; Bu nedenle, iki metresi dört buçuk frank mal olur.
France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
- Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
... going to replace Dodd-Frank, Wall Street reform. But we don't know exactly which ones. He won't ...
... since Dodd-Frank. So there's one example. ...