Ekipte olmaktan memnunum.
- I like being on the team.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
- Our team defeated them by 5-0 at baseball.
Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.
- Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.
İyi bir takım oluşturacağız.
- We'll make a good team.
İkiniz mükemmel bir takım oluşturuyorsunuz.
- You two make a great team.