Onu alması için Tom'u zorlamak zorunda kaldım.
- I had to force Tom to take it.
Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to do that.
Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to go.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.
İstemiyorsan kendini yemeye zorlama.
- Don't force yourself to eat if you don't want to.
Onunla evlenmen için seni asla zorlamayacağım.
- I will never force you to marry him.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
- Tom is a retired air force major.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı.
- In the first few hours of the battle, Union forces were winning.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.
- She forced him to eat his vegetables.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Birlik, düşmanın saldırılarına karşı cesurca direndi.
- The force held out bravely against their enemy's attacks.
Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim.
- Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question
Yasa artık yürürlükte değil.
- The law is no longer in force.
Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi.
- The Julian calendar was in force in Russia.
Çocuğu yemesi için zorlama.
- Don't force the child to eat.
Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.
- In the end, the Germans were forced to withdraw.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.
Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.
- In the end, the Germans were forced to withdraw.
Kötü hava pikniği iptal etmemiz için bizi zorladı.
- Bad weather forced us to call off the picnic.
Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
- Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Jülyen takvimi Rusya'da geçerliydi.
- The Julian calendar was in force in Russia.
Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
- My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.
Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
That new project manager is just the one to ramrod this through to completion.
He hath murthered that mylde withoute ony mercy – he forced hir by fylth of hymself, and so aftir slytte hir unto the navyll.
show of force.
... electricity and magnetism were unified into a single force. We once thought that electricity ...
... motion forever." Sailing past Pluto, unless acted on by an outside force. ...