Tom bir model gördüğünü düşündü.
- Tom thought he saw a pattern.
Burada bir model var.
- There's a pattern here.
Ben burada bir desen görüyorum.
- I'm seeing a pattern here.
Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
- I can see some intricate patterns in the picture.
Çini mürekkebi boya olarak kullanıldığı zaman ilginç bir yapı üretir.
- India ink produces an interesting pattern when used as a dye.
Niyetli olmayanlar uyum sağlamazken, kalmaya niyetli olanlar adanın konuşma yapılarına çabucak uyum sağladılar.
- Those who intended to stay quickly adopted the island speech patterns, while those who did not, did not.