İngilizce - Türkçe
to fold over so as to make two folds teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- double
- {f} iki misli yapmak
- double
- çift
Çift kişilik bir oda rica ediyorum.
-I'd like a double room.
Çifte park etmişsiniz.
-You're double-parked.
- double
- ikiyle çarpmak
- double
- (Bilgisayar) çifte çift
- double
- iki kere
- double
- {i} eş, benzer, aynı; ikiz: Ayşe so resembles her mother that she could be her double. Ayşe annesine o kadar
- double
- {i} benzer
- double
- hile
- double
- bir oktav daha alçak ses veren
- double
- {f} bükmek
- double
- {f} ikinci işte çalışmak
- double
- {s} iki yüzlü
Sen iki yüzlüsün ve bu problem.
-You are double-faced and this is the problem.
- double
- çift çift
- double
- katlı
Londra'yı ziyaret ettiğimizde kent genelinde çift katlı bir otobüse bindik.
-When we visited London, we rode a double-decker bus across the city.
İkizler eğlenceyi ikiye katlıyor.
-Twins double the fun.
- double
- bükülmüş
- double
- {f} katlamak
Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.
-We'll have to double our budget for next year.
Altın parçalarını ikiye katlamak istiyor musun? Ne demek istiyorsun?
-Do you want to double your gold pieces? What do you mean?
- double
- çift,v.iki katına çıkar: adj.çift
- double
- iki kat etmek
- double
- (isim) iki kat; çift, kopya, benzer, duble, ikili bahis, dublör; koşar adım
- double
- eş
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
to fold over so as to make two folds teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- double
To make a pleat, double the material at the waist.
to fold over so as to make two folds
Türkçe nasıl söylenir
tı fōld ōvır sō äz tı meyk tu fōldzTelaffuz
/tə ˈfōld ˈōvər ˈsō ˈaz tə ˈmāk ˈto͞o ˈfōldz/ /tə ˈfoʊld ˈoʊvɜr ˈsoʊ ˈæz tə ˈmeɪk ˈtuː ˈfoʊldz/
Resimler
Favoriler