to fix or put a tag on, to join together

listen to the pronunciation of to fix or put a tag on, to join together
İngilizce - Türkçe

to fix or put a tag on, to join together teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

tag
{f} etiketle

Yukarıdaki cümleleri etiketleyen etiketleri kaldıracağım. - I will remove the labels tagging the above sentences.

Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın. - In order to tag sentences, you must, at least, be an advanced contributor.

tag
etiket

Temel etiketleri sırayla öğrenelim. - Let's learn the basic tags in order.

Ürün yüksek bir fiyat etiketi taşımaktadır. - The product carries a high price tag.

tag
fiş takmak
tag
beylik laf
tag
{i} ceza makbuzu
tag
{f} (kovalamaca oyununda) (ebe) (başka oyuncuya) dokunmak
tag
{i} etiket, yafta
tag
biçim) im (i), imlemek
tag
piyes veya kitapta gereksiz ilâve
tag
{i} elim sende oyunu
tag
şeridi kuvvetlendirmek için ucuna takılan maden parçası
tag
{f} birleştirmek
tag
{f} kovalamak

Kovalamak istiyor musun? - Do you want to tag along?

tag
köpeğe takılan künye
tag
{i} perçem
tag
{i} meşhur lâf
tag
{f} etiketlemek, yafta koymak
tag
kov

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

Oyun alanında kovalamaca oynayan bir grup çocuk var. - There are a bunch of kids playing tag on the playground.

tag
{f} kafiye bulmak
İngilizce - İngilizce
{v} tag
to fix or put a tag on, to join together