Tom o gitmezse Mary'yi vurmakla tehdit etti.
- Tom threatened to shoot Mary if she didn't leave.
Seni vurmak istemiyorum, fakat zorunda kalırsam, vururum.
- I don't want to shoot you, but I will if I have to.
Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.
- Shooting from a low angle makes your legs appear longer.
The man, in a desperate bid for freedom, grabbed his gun and started shooting anyone he could.