Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Tam cümleler istiyoruz.
- We want complete sentences.
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Sami polislere eksiksiz bir sahte hikaye anlattı.
- Sami told cops a complete fake story.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.
- After months of negotiations, the peace treaty was completed.
Yazdan önce onu tamamlamalıydım.
- I should have completed it before summer.
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
- You should have completed it long ago.
Albüm önümüzdeki Temmuz ayına kadar tamamlanmış olacak.
- The album will have been completed by next July.
Yeni köprü, marta kadar tamamlanmış olacak.
- The new bridge will have been completed by March.