Tom açıkçası bu konuda çok tutkulu hissediyor.
- Tom obviously feels very passionate about this.
Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir?
- What are some things you are passionate about?
Ben işim hakkında hırslıyım.
- I'm passionate about my job.
Mary işi hakkında çok hırslı.
- Mary is very passionate about her work.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Great pleasure mixt with pittifull regard, / That godly King and Queene did passionate .