Bu şekilleri anlayamam.
- I can't make out these figures.
Onu bu şekilde yapmanın daha kolay olduğunu düşündüm.
- I figured it was easier to do it this way.
Rakam astronomik olacaktır.
- The figure will be astronomical.
O, rakamları topladı.
- He added up the figures.
O orantılı bir figüre sahiptir.
- She has a well-proportioned figure.
Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.
- This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice.
O iyi bir şahsiyete sahiptir.
- She has a good figure.
Onun iyi bir vücut yapısı olduğu için ne giyse ona uyar.
- Because she has a good figure, whatever she wears suits her.
O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.
- He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony.
Bu sayıları toplayın.
- Add up these figures.
Kate iyi bir endama sahip.
- Kate has a good figure.
Onu yapan kişinin Tom olduğunu nasıl öğrendin?
- How did you figure out Tom was the one who did it?
Garip bir kişi aniden kapıdan girdi.
- A strange figure suddenly came through the door.
On dokuzuncu yüzyılın matematiğinin en önemli figürü kesinlikle, Gauss.
- The most important figure of mathematics of the nineteenth century is, undoubtedly, Gauss.
Tom'un tekrar yüzüne gözüne bulaştıracağını düşündüm.
- I figured Tom would mess up again.
Bu bloğa nasıl yorum postalayacağımı anlayamıyorum.
- I can't figure out how to post a comment to this blog.
Postaladığım şeyi nasıl iptal edeceğimi anlayamıyorum.
- I can't figure out how to delete what I just posted.
Tom garajı boyamayı bitirmenin onun bir gününü alacağını düşündü.
- Tom figured it would take him a full day to finish painting the garage.
Keşke çok para ödemeden arabamı nasıl boyatacağımı bulabilsem.
- I wish I could figure out how to get my car painted without paying a lot of money.
Gölgelerden uğursuz bir şahıs ortaya çıktı.
- A sinister figure emerged from the shadows.
Tom bunun denemeye değer olduğunu düşündü.
- Tom figured it was worth a try.
Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm.
- I saw a figure approaching in the distance.
Bunu halletmek zorundayım.
- I've got to figure this out.
Onun nasıl olduğunu hâlâ anlayamıyorum.
- I still can't figure out how it happened.
... And we can do it in an environmentally sound way. But we've also got to continue to figure ...
... Let's say Anand and Hugo are together on a video chat. The software can actually figure ...