Onu sömürmeye gerek yok.
- No need to exploit it.
Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
- The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
- Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
Havanda su dövüyorsun.
- You're flogging a dead horse.
Anne, sen bir sömürücüsün!
- Mammy, you are an exploiter!
İnsanların sömürülmelerine karşı savaştım.
- I fought against the exploitation of the people.
She took advantage of his desparation.
The first trek to the summit of Mount Everest was a stunning exploit.
... What we do is we exploit, we aggressively exploit, ...