O zengin fakat bir dilenci gibi yaşar.
- He's rich, but he lives like a beggar.
Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.
- Tom dropped a coin into the beggar's cup.
Er ya da geç, iflaslar başımızın üzerinde asılı ve biz hepimiz dilenciler gibi parasız öleceğiz.
- Sooner or later, bankruptcy hangs over our heads and we will all die penniless like beggars.
Biri her zaman dilencilere şeyler vermelidir.
- One should always give something to beggars.