to exhale visibly through the spout the seawater it has taken in while feeding

listen to the pronunciation of to exhale visibly through the spout the seawater it has taken in while feeding
İngilizce - Türkçe

to exhale visibly through the spout the seawater it has taken in while feeding teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

blow
{f} kaçırmak (fırsat)
blow
(rüzgar) esmek
blow
çalınmak
blow
düşmek
blow
yanmak
blow
çabuk çabuk solumak
blow
sürüklemek
blow
(sigorta/vb.) atmak
blow
üf

Çocuklar kabarcıklar üflüyor. - The children are blowing bubbles.

Tom pastadaki tüm mumları üfleyip söndüremedi. - Tom wasn't able to blow out all the candles on the cake.

blow
{f} uçurmak
blow
{f} uçurmak; uçmak: The wind has blown off the chimney cowl. Rüzgâr bacanın külahını uçurdu
blow
{i} yumruk

O yüzüme bir yumruk attı. - He dealt me a blow in the face.

Tom, Noel yemeğinde ofisteki bir arkadaşı ile yumruk yumruğa girdi. - Tom came to blows with a colleague at the office Christmas lunch.

blow
{i} şanssızlık
blow
{f} su fışkırtmak (balina)
blow
{f} soluk soluğa kalmak
blow
{f} çarçur etmek (Argo)
blow
{i} şok

Bu beni hâlâ şok ediyor. - It still blows my mind.

blow
öttürmek
blow
{f} patlamak
İngilizce - İngilizce
blow
to exhale visibly through the spout the seawater it has taken in while feeding

    Heceleme

    to ex·hale visibly through the spout the seawater it has tak·en in while feed·ing

    Türkçe nasıl söylenir

    tı eksheyl vîzıbli thru dhi spaut dhi siwôtır ît hız teykın în hwayl fidîng

    Telaffuz

    /tə eksˈhāl ˈvəzəblē ˈᴛʜro͞o ᴛʜē ˈspout ᴛʜē ˈsēˌwôtər ət həz ˈtākən ən ˈhwīl ˈfēdəɴɢ/ /tə ɛksˈheɪl ˈvɪzəbliː ˈθruː ðiː ˈspaʊt ðiː ˈsiːˌwɔːtɜr ɪt həz ˈteɪkən ɪn ˈhwaɪl ˈfiːdɪŋ/