to exert weight or force against, to act upon with with force or weight

listen to the pronunciation of to exert weight or force against, to act upon with with force or weight
İngilizce - Türkçe

to exert weight or force against, to act upon with with force or weight teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

press
bastırmak
press
sıkıp suyunu çıkarmak
press
yazılı basın
press
basın yayın
press
(Otomotiv) kalıp
press
çabuklaştırmak
press
{f} bas

Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır. - Several politicians exerted strong pressure on the committee.

O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır. - He has to have his blood pressure taken every day.

press
makine

Makineyi çalıştırmak için bu butona basın. - Press this button to start the machine.

press
bası

Kan basıncı sabitlenemez. - The blood pressure can't be determined.

Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu. - The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.

press
toplanmak
press
basım
press
{i} basın

O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır. - He has to have his blood pressure taken every day.

Kan basıncı sabitlenemez. - The blood pressure can't be determined.

press
bahriye hizmetine zorlamak
press
{i} basın, medya
press
{f} bastır

Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı. - Tom had his ear pressed to the door, trying to hear what was going on in the next room.

Kalabalık kapıya doğru bastırdı. - The crowd pressed toward the gate.

press
press baskı yap/bastır
press
{i} sıkacak
press
{i} matbaa makinesi
press
{i} zorla askere alma
İngilizce - İngilizce
press
to exert weight or force against, to act upon with with force or weight