to err

listen to the pronunciation of to err
İngilizce - Türkçe
için err
error
yanlışlık

Bu telefon faturasında yanlışlıklar var. - There are errors in this phone bill.

err
yanılmak
error
yanlış

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir. - A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.

Bana yanlışlarımı gösterdiğin için sana içtenlikle teşekkür ederim. - I thank you sincerely for having shown me the errors.

err
hata yapmak

Hata yapmak insana mahsustur ama hatada ısrar etmek şeytanidir. - To err is human, but to persist in error is diabolical.

Hata yapmak insan olmaktır. - To err is to be human.

error
hata

Hata ne zaman meydana geldi? - When did the error occur?

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman? - Did the error occur right from the start or later on? - When?

err
(Bilgisayar) hata

Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi? - Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman? - Did the error occur right from the start or later on? - When?

error
(Felsefe) yanılma

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz. - We learn by trial and error.

error
(Tıp) erör
error
yanlış hareket
error
dalalet
error
galat yanlışlık
err
hata etmek
err
yanlış yapmak
err
yanıl

Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz. - We learn by trial and error.

Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir. - Trial and error is essential to progress.

error
yanlış (düşünce/görüş/vb.)
error
{i} falso
error
(Mukavele) hata, yanlış; usul hatası
error
Yanlış, özellikle bir soruna neden olan yahut sonucu etkileyen hata
err
errancy hataya düşme
err
hata yap

Tüm bunlardan sonra, tanrılar bile zaman zaman hata yapabilirler. - After all, even the gods may err at times.

Az düşünen çok hata yapar. - He that thinks little, errs much.

err
hata etme eğilimi
err
{f} yanlış olmak
err
{f} günah işlemek
error
yanlış fikir
error
(Askeri) HATA: Hedefe vurmayan bir atımın orta vuruş veya orta paralanma noktası ile hedef arasındaki mesafe; yani sapma
error
clerical error yazı hatası
error
elde edilen sonuçla gerçek ölçü arasındaki muhtemel fark
error
spor oyuncu hatası
error
hata, sorun hata
error
(isim) yanlış, hata, yanlışlık, yanılgı, falso, suç
İngilizce - İngilizce
slip
error
To sin
to stray
{v} to go out of the way, stray, mistake, do amiss
To miss intellectual truth; to fall into error; to mistake in judgment or opinion; to be mistaken
{f} make a mistake, be wrong, misjudge
To make a mistake
Conditional fault flag Event having this bit set to 1 contain an error
If you err, you make a mistake. It criticises the main contractor for seriously erring in its original estimates If you make a threat be sure to carry it out if he errs again
To offend, as by erring
To deviate from the true course; to miss the thing aimed at
47 To go astray in thought or belief To go astray morally: sin To deviate from the true course, aim or purpose
To deviate morally from the right way; to go astray, in a figurative sense; to do wrong; to sin
to make a mistake or be incorrect
Economic Rate of Return
Error log / Error messages for command line compilers
To wander; to roam; to stray
wander from a direct course or at random; "The child strayed from the path and her parents lost sight of her"; "don't drift from the set course"
If you err on the side of caution, for example, you decide to act in a cautious way, rather than take risks. They may be wise to err on the side of caution He probably erred on the conservative rather than the generous side
to err