to engage in conversation (with)

listen to the pronunciation of to engage in conversation (with)
İngilizce - Türkçe

to engage in conversation (with) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

conversation
konuşma

Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece çok az kelime anlayabiliyorum, bu yüzden de konuşmaya katılamayacağım. - When you speak Shanghainese with your mum, I only understand a few words, so I can't join in the conversation.

Amerika'ya gideceksen, İngilizce konuşmaları öğrenerek daha iyi edersin. - If you are to go to America, you had better learn English conversation.

conversation
sohbet

Tom; Mary ve John'un sohbetine kulak misafiri oldu. - Tom overheard Mary and John's conversation.

Bu sohbet hiçbir zaman olmadı. - Hangi sohbet? - This conversation never occurred. - What conversation?

conversation
muhabbet

Komşumla ilginç bir muhabbet ettim. - I had an interesting conversation with my neighbor.

conversation
{i} söyleşi
conversation
{i} cinsel birleşme
conversation
{i} görüşme

Ben sadece biz gitmeden önce Tom'la hızlı bir görüşme yapmak istiyorum. - I'd just like to have a quick conversation with Tom before we leave.

Fadıl her iki tarafın da telefon görüşmesine kulak misafiri oldu. - Fadil overheard both sides of the phone conversation.

conversation
laf
conversation
karşılıklı konuşma
conversation
iletişim

Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler. - Social relationships influence conversations.

Ortam iletişimi etkiler. - The setting influences the conversation.

conversation
conversation piece dikkati çeken ve kendisinden bahsettiren herhangi bir şey
conversation
muhavere mükâleme
engage in conversation
lafa tutmak
engage in conversation
konuşmaya tutmak
İngilizce - İngilizce
conversation

After all this conversationing, Scottie, my usual dance partner, was getting antsy and wanted to dance.

to engage in conversation (with)