Ben sadece şeytanın avukatını oynuyorum.
- I'm just playing the devil's advocate.
O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.
- He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.
Vergilerin azaltılmasını savundu.
- He advocated the reduction of taxes.
Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.
- He advocates reform in university education.
Sen bizim savunucumuzsun, Tom.
- You are our advocate Tom.
I like trees, but I do not advocate living in them.