to enclose or confine something on all sides so as to prevent escape

listen to the pronunciation of to enclose or confine something on all sides so as to prevent escape
İngilizce - Türkçe

to enclose or confine something on all sides so as to prevent escape teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

surround
{f} etrafını sarmak
surround
{f} kuşatmak
surround
{f} çevrelemek
surround
{i} kuşatma
surround
{i} çevirme
surround
çemberlemek
surround
çevir

Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi. - Lions surrounded Tom on all sides.

Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm. - I saw them surrounding him.

surround
çevirmek
surround
kuşat

Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum. - I see that I am surrounded by hostile faces.

O kalabalık tarafından kuşatılmıştı. - He was surrounded by the crowd.

surround
{i} sürgün avı
surround
kuşatmak ihata etmek
surround
(fiil) etrafını çevirmek, sarmak, etrafını sarmak, kuşatmak, çevirmek, çevrelemek
surround
{f} ask. kuşatmak, sarmak
surround
etraf

Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm. - I saw them surrounding him.

Brown etrafının çevrildiğini gördü. - Brown saw that he was surrounded.

surround
muhasara etmek
surround
muhit
surround
{i} şöminenin etrafındaki dekorlar
surround
{f} sarmak
surround
çevre

Müzik hayatımızı hava gibi çevreler. - Music surrounds our lives like air.

Kısa sürede yeni çevreye alıştı. - He soon got used to the new surroundings.

surround
{f} çevrelemek, çevirmek, -in etrafını çevirmek/sarmak
İngilizce - İngilizce
surround
to enclose or confine something on all sides so as to prevent escape

    Heceleme

    to en·close or con·fine some·thing on all sides so as to pre·vent es·cape

    Türkçe nasıl söylenir

    tı înklōz ır kınfayn sʌmthîng ôn ôl saydz sō äz tı privent îskeyp

    Telaffuz

    /tə ənˈklōz ər kənˈfīn ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈôn ˈôl ˈsīdz ˈsō ˈaz tə prēˈvent əˈskāp/ /tə ɪnˈkloʊz ɜr kənˈfaɪn ˈsʌmθɪŋ ˈɔːn ˈɔːl ˈsaɪdz ˈsoʊ ˈæz tə priːˈvɛnt ɪˈskeɪp/