Evin etrafını çevirttik.
- We've got the house surrounded.
Polisler binayı çevirdi.
- The police have surrounded the building.
O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.
- He was surrounded by the crowd.
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
- I see that I am surrounded by hostile faces.
Brown etrafının çevrildiğini gördü.
- Brown saw that he was surrounded.
Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.
- An old man sat surrounded by his grandchildren.
Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
- Most castles have a moat surrounding them.
Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
- Music surrounds our lives like air.
and this way they get rid of those grand and stubborn opinions that surround them.