Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
- This purse is made of paper.
Bu bilet kâğıttan yapılmış.
- This ticket is made out of paper.
Taro, dönem ödevi yazıyor.
- Taro is writing a term paper.
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
O, her sabah gazete okur.
- He reads the paper every morning.
Kaza, bugünkü gazetede bildirildi.
- The accident is reported in today's paper.
Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.
- I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.
Tom benim evrakımı düzelterek iyi bir iş yaptı.
- Tom did a good job proofreading my paper.
After they reached an agreement, their staffs papered it up.