to do something to upset or anger someone; to be troublesome

listen to the pronunciation of to do something to upset or anger someone; to be troublesome
İngilizce - Türkçe

to do something to upset or anger someone; to be troublesome teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

annoy
{f} kızdırmak

O onu sadece onu kızdırmak için yapıyor. - She is doing that only to annoy him.

Facebook her zaman promotörleri kızdırmak için bir yol bulur. - Facebook always finds a way to annoy promoters.

annoy
{f} sinirlendirmek
annoy
{f} canını sıkmak
annoy
dalına basmak
annoy
can sıkıcı

Gerçekten can sıkıcısın. - You are really annoying.

Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı! - My parents keep arguing about stupid things. It's so annoying!

annoy
sırnaşmak
annoy
izaç etmek
annoy
rahatsızlık
annoy
sinirlendir

Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor. - The noise of city life annoys me greatly.

Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor. - His way of speaking annoys me.

annoy
üzüntü
annoy
annoying sinirlendirici
annoy
baş ağrıtmak
annoy
{f} taciz etmek, sıkıntı vermek; kızdırmak, sinirine dokunmak, sinirlendirmek
annoy
{f} sataşmak
annoy
{f} sinir bozmak
annoy
(fiil) rahatsız etmek, sinirini bozmak, huzursuz etmek, canını sıkmak, sinirlendirmek, gıcık etmek, sataşmak, kızdırmak, sinir etmek, sinir bozmak, taciz etmek
annoy
{f} gıcık etmek
annoy
{f} sinirini bozmak
İngilizce - İngilizce
annoy

Connie liked to annoy her brother by using him as a leg rest.

to do something to upset or anger someone; to be troublesome