İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.
- Who wants to find pearls, has to dive deep.
Nehre dalmak istiyorum.
- I want to dive into the river.
Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
- Bill dived into the river to save the drowning child.
Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı
- Pat stripped off his clothes and dived in.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
- I want to dive off the cliff.
Ben çoğunlukla her gün dalış yaparım.
- I dive almost every day.
Beş yaşındayken dalmayı öğrendik.
- We learned to dive when we were five.
Sığ suda dalmak tehlikeli.
- It's dangerous to dive in shallow water.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
- I want to dive off the cliff.
Tom Mary'nin suya dalışını izledi.
- Tom watched Mary dive into the water.
Mayuko soğuk suya daldı.
- Mayuko dived into the cold water.
She dove right in and started making improvements.
... Let's dive in deeper. ...
... But before we dive in, let me just tell you why I'm so ...