to disturb or halt an ongoing process or action by interfering suddenly

listen to the pronunciation of to disturb or halt an ongoing process or action by interfering suddenly
İngilizce - Türkçe

to disturb or halt an ongoing process or action by interfering suddenly teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

interrupt
{f} sözünü kesmek

Sözünü kesmekten nefret ediyorum fakat bir şey söylemeliyim. - I hate to interrupt you, but I need to say something.

Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir. - It is not polite to interrupt someone while he is talking.

interrupt
kesmek

Üzgünüm, sözünüzü kesmek istemedim. - Sorry, I didn't mean to interrupt you.

Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir. - It is not polite to interrupt someone while he is talking.

interrupt
{f} sekte vurmak
interrupt
{f} söze karışmak

Söze karışmaktan nefret ederim ama bir şey söylemem gerekiyor. - I hate to interrupt, but I need to say something.

interrupt
{f} yarıda kesmek

Tom yarıda kesmek için ağzını açtı. - Tom opened his mouth to interrupt.

interrupt
{f} engellemek

Onları engellemek istemiyorum. - I don't want to interrupt them.

interrupt
araya girmek
interrupt
sekteye uğratmak
interrupt
lafa karışmak
interrupt
(sözünü) kesmek
interrupt
kesinti, kesilme kesmek
interrupt
ara ver

Görüşmeye ara vermek istemedim. - I didn't want to interrupt the discussion.

Öğle yemeği için toplantıya ara verdiler. - They interrupted the meeting for lunch.

interrupt
akışını durdurmak
interrupt
aralık açmak
interrupt
arasını kesmek
interrupt
{f} (birinin) sözünü kesmek
interrupt
interr
interrupt
interruptedly aralıklarla
interrupt
interruptive arayı kesici
İngilizce - İngilizce
interrupt

A maverick politician repeatedly interrupted the debate by shouting.

to disturb or halt an ongoing process or action by interfering suddenly

    Heceleme

    to dis·turb or halt an on·go·ing proc·ess or ac·tion by in·ter·fer·ing sud·den·ly

    Türkçe nasıl söylenir

    tı dîstırb ır hôlt ın ôngōîng prôses ır äkşın bay întırfîrîng sʌdınli

    Telaffuz

    /tə dəˈstərb ər ˈhôlt ən ˈônˌgōəɴɢ ˈprôˌses ər ˈaksʜən ˈbī ˌəntərˈfərəɴɢ ˈsədənlē/ /tə dɪˈstɜrb ɜr ˈhɔːlt ən ˈɔːnˌɡoʊɪŋ ˈprɔːˌsɛs ɜr ˈækʃən ˈbaɪ ˌɪntɜrˈfɪrɪŋ ˈsʌdənliː/