Bir anlaşmaya varmak zorundayız.
- We have to come to some agreement.
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
- Do not bother to come to my home.
Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu.
- Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.
I'll come to your question in a minute.