to depart, leave

listen to the pronunciation of to depart, leave
İngilizce - Türkçe
gitmek
remove
çıkarmak

Bu lekeyi çıkarmak zor olacak. - It's going to be difficult to remove this stain.

Kahve lekesini çıkarmak zordu. - The coffee stain was difficult to remove.

remove
{f} ortadan kaldırmak

Sadece herhangi bir şüpheyi ortadan kaldırmak için, artık ailemle birlikte yaşıyorum. - Just to remove any doubt, I no longer live with my parents.

remove
(Bilgisayar) kaldır

Bulaşıkları masadan kaldırdı. - She removed the dishes from the table.

Önce çapakları kaldırın. - First, remove the burrs.

remove
(İnşaat) ayrıştırmak
remove
ameliyatla almak
remove
çıkar

Sabun kiri çıkarmaya yardım eder. - Soap helps remove the dirt.

Eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir. - You must remove your shoes before entering a house.

remove
aralık
remove
kademe
remove
kenar etmek
remove
silmek
remove
kohumluk derecesi
remove
defetmek
remove
pille
remove
{f} elini çekmek
remove
ev değiştirmek
remove
{f} götürülmek
remove
{f} taşınmak
remove
{f} nakletmek
remove
öldürmek
İngilizce - İngilizce
remove

And loke that ye ryde streyte unto Sir Lucius and sey I bydde hym in haste to remeve oute of my londys.

to leave
vacate
To leave
depart
To leave
bounce
To leave
blow
To leave
exit
To leave
git
to depart, leave