Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.
- There is no denying the fact that smoking is harmful.
Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that English is the most widely spoken language in the world.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Buradaki hiç kimse onu reddetmiyor.
- Nobody here is denying that.
Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
- Tom knew there was no point in denying it.
Boşuna inkar etmeyin.
- Don't bother to deny it.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
Mary bana kek pişirmeye söz verdi ama sonra sözünden döndü.
- Mary promised to bake me a cake, but then she reneged.
... coverage and an insurance company can't deny you if you've ' if it's been under 90 days. ...