O, eski vazosunu yenisiyle değiştirmek istedi.
- She wanted to replace her old vase with a new one.
Tom ödünç aldığı ve kaybettiği kameranın yerine koymak için Mary'ye yeni bir kamera satın aldı.
- Tom bought a new camera for Mary to replace the one he had borrowed and lost.
Tom'un yerine koymak için birisini bulamıyoruz.
- We haven't been able to find anyone to replace Tom.
Tom'un yerine koymak için birisini bulamıyoruz.
- We haven't been able to find anyone to replace Tom.
Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
- With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
Tom'un yerini almak zor olacak.
- Tom will be hard to replace.
Tom'un yerini almak için burada değilim.
- I'm not here to replace Tom.
Tom için zaten bir yer değiştirme düşünüyor musunuz?
- Are you already thinking of a replacement for Tom?
O, eski vazosunu yenisiyle değiştirmek istedi.
- She wanted to replace her old vase with a new one.
Radyonun pilini değiştirmek zorundayım.
- I have to replace the radio's battery.