Sunduğu hizmete artık ihtiyaç kalmadığını söyledim ona.
- I told him his services were no longer required.
Tom yardımımıza ihtiyaç duyuyor.
- Tom requires our assistance.
Keman çalmak çok pratik ister.
- Playing the violin requires much practice.
İstediğin başka bir şey var mı?
- Is there anything else you require?
Çok dil bilen biri olmanızı gerektirmiyor.
- It doesn't require you to be a polyglot.
Bence, iyi tasarlanmış bir web sitesi yatay kaydırma gerektirmemeli.
- In my opinion, a well-designed website shouldn't require horizontal scrolling.
The government would like to require non-British fiances who wish to marry a British citizen to sit an English test.