O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,
- She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
Bu mevduat yüzde üç faiz taşımaktadır.
- This deposit bears three percent interest.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Tom'un sineye çekmekten başka seçeneği yoktu.
- Tom had no choice but to grin and bear it.
The jury could see he was bearing false witness.