to debit on an account; as, to charge for purchases

listen to the pronunciation of to debit on an account; as, to charge for purchases
İngilizce - Türkçe

to debit on an account; as, to charge for purchases teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

charge
{i} suçlama

Ben tüm bu suçlamaları reddediyorum. - I deny all those charges.

Suçlamaları ispat edemediler. - They could not prove their charges.

charge
şarj

Cep telefonumu şarj etmeliyim. - I need to charge my cellphone.

Dün gece telefonumu şarja takmayı unuttum. - I forgot to put my phone on the charger last night.

charge
{f} kredi kartından almak
charge
{f} sorumlu tutmak
charge
doyurmak
charge
kondurmak
charge
iş vermek
charge
memuriyet
charge
(Ticaret) direktif
charge
(Kanun) ittiham
charge
(Otomotiv) batarya

Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım. - I have to charge the battery of my car.

Güneş panelleri gün boyunca bataryaları şarj eder. - The solar panels charge the batteries during the day.

charge
vergin
charge
saldırı

Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze. - Tom currently faces charges of aggravated assault.

Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. - Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.

charge
{i} görev

Patron beni görevlendirdi. - The boss put me in charge.

Tom hâlâ resmî olarak görevde. - Tom is still officially in charge.

charge
(Askeri) Tank hücumu
charge
dolmak
charge
{i} iddia
charge
{f} uyarmak
charge
fiyat talep etmek
charge
doldurmak doyurmak
İngilizce - İngilizce
charge
to debit on an account; as, to charge for purchases