Sami'nin cesedi parçalanmış olarak bulundu.
- Sami's body was found dismembered.
Hangisi daha kötü bilmiyorum: parçalara ayrılmak veya boğulmak.
- I don't know what's worse: being dismembered or suffocated.
Katiller bazen kurbanlarını parçalamaktadır.
- Killers sometimes dismember their victims.
The American Civil War nearly dismembered the Union.