Kendinizi prezentabl yapın.
- Make yourself presentable.
Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.
- She knows how to make candy.
Hangi çeşit bilgisayar kullanıyorsun?
- What make of computer do you use?
Tom işini nasıl daha başarılı yapacağına dair çeşitli fikirler ileri sürdü.
- Tom came up with various ideas on how to make his business more successful.
Bu şeyler dengeli bir öğün oluşturur.
- These things constitute a balanced meal.
On iki müzisyen bir topluluk oluşturdu.
- Twelve musicians constitute the society.
Japon marka bir saatim var. Çok dakiktir.
- I have a watch of Japanese make, which keeps very good time.
Araban hangi markadır? O bir Forddur.
- What make is your car? It is a Ford.
Tom kendi öğle yemeğini hazırlamak için yeterli zamanını olmadığını söyledi.
- Tom said that he didn't have enough time to make his own lunch.
Tom az önce son fincan kahveyi içti. Ona bir demlik daha hazırlamak zorunda kalacağız.
- Tom just drank the last cup of coffee. We'll have to make another pot.
Ben bu kararı kolay bir biçimde vermedim.
- I didn't make this decision lightly.
İnsanlara şirketinin kazançlı olduğunu düşündürmek için yapman gereken tek şey küçük bir hokkabazlık.
- All you need is a little legerdemain in your accounting to make people think your company is profitable.
Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.
- Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny.
Truth and reason constitute that intellectual gold that defies destruction.--Johnson.
Laws appointed and constituted by lawful authority.-- Jeremy Taylor.
Me didst Thou constitute a priest of thine.-- William Wordsworth.