Tom kibirli, değil mi?
- Tom is conceited, isn't he?
İnsanlar seni hiç kibirli olmakla suçluyorlar mı?
- Do people ever accuse you of being conceited?
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
- I like to think I know what I'm talking about.
Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
- I cannot help thinking that my son is still alive.
Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
- I think he is a doctor.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Gençlerde sık sık olduğu gibi, o kendini beğenmiş.
- As is often the case with teenagers, she's conceited.
Tom oldukça kendini beğenmiş, değil mi?
- Tom is quite conceited, isn't he?
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
O herkesin ondan hoşlanmadığı düşüncesiyle çok dolu.
- He is so full of conceit that everybody dislikes him.