to come unexpectedly; with in or into; as, my old friend dropped in a moment

listen to the pronunciation of to come unexpectedly; with in or into; as, my old friend dropped in a moment
İngilizce - Türkçe

to come unexpectedly; with in or into; as, my old friend dropped in a moment teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

drop
{f} düşürmek
drop
düşüş

Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin. - You could've heard a pin drop.

Yağmurdan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu. - There was a drop in temperature after the rain.

drop
{f} görüşmemek
drop
{i} az miktar
drop
{f} ilişkisini kesmek
drop
bomba atmak
drop
(Bilgisayar) bırak

Lütfen beni istasyona bırak. - Please drop me off at the station.

Yedinci sınıftayken okulu bıraktım. - I dropped out of school when I was in the 7th grade.

drop
(Havacılık) atlama
drop
içki

Bir içki için uğrayalım. - Let's drop in for a drink.

drop
{i} damla: a drop of water su damlası; bir damla su. Would you like a drop of brandy? Bir konyak ister misiniz?
drop
durdurmak
drop
Düşür / İptal et /Bırak (fare)
drop
{f} tutulmak
drop
{f} kesmek
drop
{f} damlamak
drop
pano
drop
küç
drop
{f} alçalmak
drop
(Tekstil) 1. damla 2. damlamak
İngilizce - İngilizce
drop
to come unexpectedly; with in or into; as, my old friend dropped in a moment